AYDIN GÖK İLE RÖPORTAJ

’Kürtçe ikinci resmi dil olmalı’

Yüksel ÇİFTÇİ: Öncelikle kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

Aydın GÖK: 1966 yılında Batman’ın Öğütlü köyünde doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi Batman’da tamamladım. Daha sonra Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne yerleştim ve buradan mezun oldum. Uzun yıllar Batman’da Devlet Hastanesi ve çeşitli sağlık ocaklarında doktorluk yaptım. Batman’da faaliyet gösteren Sağlık ve Çevrecilik Derneği SAĞ-ÇEV ile İstanbul'da faaliyette bulunan Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği Erdem Der'in genel başkanlığını yaptım.

HÜDA PAR Batman İl Teşkilatı'nın kurucu başkanlığını yaptım. Bir önceki yerel seçimlerde HÜDA PAR Batman Belediye Başkan Adayı oldum.

Orta düzeyde İngilizce ve Arapça biliyorum. Evli ve 5 çocuk babasıyım.

Yüksel ÇİFTÇİ: Seçim çalışmalarınız nasıl gidiyor? Halkın size olan ilgisinden memnun musunuz?

Aydın GÖK: Seçim çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Gidişattan memnunuz, gayet iyi bir şekilde ilerliyoruz. Yerel seçimlerde sadece Batman Merkez vardı. Ancak şu anda tüm ilçeler, köyler, mezralar var. Hepsine ulaşmaya; oradaki halka kendimizi ifade etmeye, tanıtmaya çalışıyoruz. İnanıyoruz ki halkımız bizi tanıyor, geçmişteki hizmetlerimizden dolayı. Fakat biz de hizmet alanımızı genişletmek istedik. Bu yüzden parti kurduk. Şu anda da milletin vekilliğine talibiz.

Sahadaki çalışmalar belirttiğim gibi güzel gidiyor. Halkımızın sıkıntılarını dinliyoruz. Bizi desteklemelerini talep ediyoruz. Güzel bir teveccüh var diye düşünüyoruz.

Yüksel ÇİFTÇİ: Seçim çalışmalarından dolayı sürekli halk ile iç içesiniz. Halkla yaptığınız bu görüşmelerde, önceki dönem milletvekilleri için sizlere ilettikleri sıkıntılar, sorunlar oluyor mu?

Aydın GÖK: Tabii, mutlaka oluyor. Üç dönemdir aynı parti iktidarda. Ve genelde iki parti milletvekilliklerini paylaşıyorlar. Öteden beri maalesef siyasete ve siyasetçiye olumsuz bir yaklaşım ve olumsuz bir algı var. Halkımız bu konuda haklı diye düşünüyoruz. Çünkü hem yerel hizmetlerde hem de merkezi hükümetin hizmetlerinde gerçekten büyük eksiklikler var. Daha doğrusu bir hizmetsizlik olayı var. İster istemez bu halkımızın memnuniyetine yansıyor. Biz ciddi manada politikacılara bir güvensizlik gördük. Sadece seçimden seçime, sandıklar kurulduğunda seçim bölgelerine uğradıklarına dair şikayetler aldık. Bunun dışında bu memnuniyetsizliğin piyasadaki görüntüsü de malum. Seçmenimiz genelde işsizlikten, huzursuzluktan, mal ve can emniyeti olmayışından muzdaripler. Bu ve benzeri birçok sıkıntıyı dile getiriyorlar. Bu bağlamda halkımız bizim farkımızı görecektir.

Yüksel ÇİFTÇİ: Aslında siz bir partiden gelmesiniz. Hüda-Par’ın desteklediği bir adaysınız. Hüda-Par seçimlere tek başına girmeyi düşündü mü ya da herhangi bir parti ile birleşme konusunda girişimleriniz oldu mu?

Aydın GÖK: Biz seçimlere Hüda-Par olarak girmeyi düşündük. Maalesef %10 seçim barajı engeli nedeni ile bağımsız adaylar olarak girmeye karar verildi. Hüda-Par’ın desteklediği 9 bölgede, bağımsız adaylar olarak seçime giriyoruz.

İşin doğrusu hiçbir parti ile ittifak durumu olmadı. Bir iki partiden teklifler gelmişti genel merkezimize fakat değerlendirmeler sonucunda kabul görmedi. Uygun bir dille kendilerine iletildi. Ancak kendi isteklerinden ötürü bu parti isimleri açıklanmadı.

Yüksel ÇİFTÇİ: Bu seçimlerde halk, partilerin çalışmalarını sönük buluyor. Bir rehavet olduğunu düşünüyorlar. Siz de bunu seziyor musunuz?

Aydın GÖK: Biz kendi açımızdan böyle görmüyoruz. Ciddi bir canlılık, çaba, gayret, azim var. Ancak sönük geçmesinin bir sebebi şu favori olarak gösterilen partilerin adaylarına duyulan memnuniyetsizlikten kaynaklanıyor. Biz bunu bu şekilde değerlendiriyoruz. Çünkü adaylar gerekli teveccühü göremeyince azmi de kırılıyor.

 

‘‘Mazlumdan yana, adalet eksenli bir dış politika olsun’’

Yüksel ÇİFTÇİ: ‘Şimdi tam zamanı. Türkiye için, Kürdistan için söyleyeceklerimiz var’ diyorsunuz. Türkiye için neler söylüyorsunuz? Kürdistan için neler vaat ediyorsunuz?

Aydın GÖK: Türkiye için en önemli düşüncelerimizden biriYeni sivil yerli anayasa’ talebi ki bu toplumun önemli bir kısmının beklediği, arzu ettiği bir durum. 1982 Anayasası askeri cunta tarafından hazırlanan darbe anayasasıdır. Bu anayasa zaman zaman düzenlemeler yapılsa da şu anda yamalı bohça görüntüsü veriyor. Dolayısı ile halkımızın taleplerine cevap vermiyor. Bu yüzden bu talebimiz olacaktır. Yeni Sivil Anayasada görmek istediklerimiz var. Etnik vurgu yapılmasın diyoruz. Hak ve özgürlüklere kuvvetli bir vurgu yapılsın.

Diğer bir başlığımız da ‘Adalet olsun ama herkese’. Yargıda adalet olsun. Ekonomide adalet olsun. Hiç kimse bunun dışında tutulmasın. Ağır vergi yükü altında ezilmesin. Vergi sadece gariban vatandaşa yüklenmesin. Yargıda adalet olsun diyoruz çünkü 28 Şubat süreci diye bir süreç gördük. On binlerce insanımız mağdur edildi. Sonrasında ne oldu? Dendi ki o dönemdeki generaller, sorumlular içeri atıldı. Ama maalesef çok uzun süre geçmeden idamla yargılanan bu generaller delil yetersizliğinden beraat ettiler, serbest bırakıldılar. Aynı şekilde siyasi sebeplerle, sırf Kur’an dersi verdiği için yıllarca içerde tutulan ve dosyaları tamamen boş vatandaşlarımız var. Sürekli tekrarladığım bir söz var: ‘Devasa adalet sarayları inşa ediyorlar’. Orada adalet uygulanmıyorsa, sadece saraylık görevi yapar.

Dış politika konusunda şikayetlerimiz oldu. Öteden beri bu hükümetin dış politikasını yanlış gördük. Ve bunun sonucunda Suriye ve Irak meselesi ile binlerce, milyonlarca insanın zarar görmesine sebebiyet verdi. Bunun için diyoruz ki; ‘Mazlumdan yana, adalet eksenli bir dış politika olsun’.

 

‘’Müslüman Kürt çifte zulüm görüyor.’’

Yüksel ÇİFTÇİ: Kürtçe ikinci resmi dil olmalı diyorsunuz. Bu konudaki düşüncelerinizi almak istiyorum. Ayrıca ana dilde eğitimi destekliyor musunuz?

Aydın GÖK: Yaklaşık 100 yıldır ulusalcılık, milliyetçilik ve laiklik ilkesi ile Müslüman Kürt çifte zulüm görüyor. Bu durumla birlikte Kürt meselesi doğdu. 100 yıldır süren bu mesele kendisi ile birlikte başka sorunlar doğurdu. Bundan çatışma ortamı doğdu. 30 yıldır süren bu çatışma ortamının sebebi Kürt meselesi oldu. Bu nedenle Kürtlerin varlığı ve kimliği anayasal olarak tanınmalı. Kürtler de Türkler gibi ülkenin asli kurucu unsuru kabul edilmeli. Her vatandaş kendi dilinde eğitim alabilmeli. Dört parça Kürdistan arasındaki sınırlar sembolik hale getirilerek pasaportsuz geçişe imkan tanınmalı.

Yüksel ÇİFTÇİ: Seçilmeniz durumunda Batman için neler yapacaksınız?

Aydın GÖK: Ne yerel belediye hizmetlerinde ne de merkezi hükümetin hizmetlerinde ciddi bir yarar görmedik. Halkımıza hizmet konusunda maalesef çok da cömert davranmadılar. Sorunlarımızın başında işsizlik sorunu geliyor. Can ve mal güvenliği yok maalesef. Biz bunu 6-8 Ekim olaylarında gördük.

Seçildiğimiz takdirde bu sorunlara çözüm getirmek için çabalayacağız. Ayrıca üniversitemizde tıp, mühendislik ve hukuk fakülteleri açılsın, Karşıyaka bölgesine tam teşekküllü bir hastane açılsın, çevre kirliliği ve çarpık kentleşme olmasın, TOKİ tarafından yeni konutlar yapılsın. İluh Deresi ıslah edilsin. Belediye bu konuda bir şey yapmıyor, yapamıyorsa devlet yapsın gereğini.

 

‘’%99 u Müslüman olan bir gemiye ezidi kaptan olmaz’’.

Yüksel ÇİFTÇİ: HDP nin bu seçimlerde uyguladığı Türkiye Partisi olma değişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Batman’dan ezidi bir aday gösterilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Aydın GÖK: İlk çıktıkları dönemde bağımsız Kürdistan söylemleriyle çıktılar. Şu anda ise Türkiye partisi olma yolunda ilerliyorlar. Milletvekili adaylarına baktığınızda çok farklı kesimlerden isimler var. Açıkçası biz ezidi aday gösterilmesini tasvip etmedik. Çünkü ‘’%99 u Müslüman olan bir gemiye ezidi kaptan olmaz’’.  Evet, parlamentoda onlar için de kontenjan ayrılmalı, farklı kimlikteki insanlar da söz sahibi olabilmeli ama %99 u Müslüman olan bir şehirden bu bizim adayımızdır denmesini yanlış görüyoruz.

 

‘’HDP nin barajı aşacağını düşünmüyorum.’’

Yüksel ÇİFTÇİ: HDP nin baraj sorunu var mı? Baraj altında kalması durumunda ne olur?

Aydın GÖK: Ben barajı aşabileceğine inanmıyorum. Barajı aşmamaları durumda çözüm sürecinin sekteye uğrayacağı söyleniyor. Ben bunu da doğru bulmuyorum. Kendinize güvenip parti olarak seçime katılıyorsanız ki bu en tabii hakkınız, insanları huzursuz edecek bu tür açıklamaları da yapmamalısınız.

Yüksel ÇİFTÇİ: Seçim sürecinde bir baskı uygulandığı dile getiriliyor. Siz böyle bir baskı olduğuna inanıyor musunuz?

Aydın GÖK: Geçmiş dönemde de yakın zamanda da bu baskıyı gördük. Kimse sütten çıkmış ak kaşık değil. 6 – 8 Ekim olaylarında halkı o gençleri sokaklara iten Demirtaş’ın kendisidir. Bundan dolayı baskı olduğunu düşünüyorum.

Yüksel ÇİFTÇİ: Seçimden sonra çözüm süreci yön değiştirebilir mi?

Aydın GÖK: Çözüm süreci seçime bağlanmamalıdır.

Yüksel ÇİFTÇİ: Asgari ücretle ilgili açıklanan rakamları ciddi buluyor musunuz? Sizin bir asgari ücret rakamınız var mı?

Aydın GÖK: Bazı uçuk vaatler oldu. Biz bilimsel olarak açlık sınırı ne kadar buna bakarak ve bazı kriterleri göz önünde bulundurarak Asgari ücretin artırılması gerektiğine inanıyoruz.

Yüksel ÇİFTÇİ: Son olarak seçmenlerinize neler söylemek istersiniz?

Aydın GÖK: Bu sürecin huzur ve sükunet içinde geçmesini diliyorum. Herkes hür iradesiyle oylarını kullansın.

Yüksel ÇİFTÇİ: Zaman ayırıp geldiğiniz için teşekkür ediyorum.

Aydın GÖK: Gazeteniz aracılığı ile seçmenlerime ulaşmamı sağladığınız için ben teşekkür ederim.

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Diğer Haberler