PROF.DR.ŞEMSETTİN DURSUN

Gözün, Aklın ve Kalbin İdraki

 

İçinde yaşadığımız bu bunalımlı ve buhranlı çağda, görsel idrak öne çıkarılmakta aklın ve kalbin idraki ıskalanmaktadır. Aklın ve kalbin ıskalandığı, ötelendiği ya da yok sayıldığı bir devirde; insanların sağlıklı, mutlu ve müreffeh bir hayatı yaşamaları mümkün değildir. Akıl ve kalbin idraki yok sayılırsa, türlü ruhsal hastalıkların, bunalımların başlaması mukadderdir.

 

Görsel idrak; aklın ve kalbin idrakiyle uyumlu bir şekilde bütünleşirse, hayat anlamlı olur. O zaman, mutluluktan, huzurdan söz edilebilir. İdrak demek; anlamak, kavramak ve algılamak demektir.

 

Üç türlü idrak vardır.

 

1. Gözün idraki (Görsel İdrak), 

2. Aklın idraki,

3. Kalbin idraki.

 

Bu üç idrak yaratılış fıtratına uygun tarzda koordine olursa, mikro evren demek olan insan, anlamlı bir hayatı yaşar ve meşru dairede hayattan zevk alır, haz alır, tad alır. Şimdi bu idrakleri açalım:

 

Sahih akıl

Akıl sahih olmalı ve selim olmalı. Sahih ve selim bir akıl, olayları ve olguları bir değişkenli fonksiyonlarla değil, çok değişkenli fonksiyonlarla değerlendirir, olayların ve olguların arka planını görme fırsatını elde eder.

Sahih aklın inşasında çok yönlü çabaların olması büyük bir önem arz etmektedir. Akıl, yaratıcının insana en büyük armağanıdır. Allah’ın “gör” dediği yerden görmek, “bak”  dediği yerden bakarak inşa olunan akıl, mikro-evren demek olan insanı, makro-insan demek olan evrene egemen kılar. 

Akıl, Allah’ın en büyük ayetlerinden biridir. Allah’ın ayetlerinden biri olan aklın yine O’nun ayetlerinden oluşan vahiyle ilişkisini koparması hem akla karşı hem de vahye karşı bir zulümdür. Akıl göz ise vahiy de onu görmek için muhtaç olduğu ışıktır. Işık olmadan göz göremez. Tabii ki göz olmadan da ışık bir işe yaramaz”.

Sahih akıl; düşünür, analiz eder, sorgular, tetkik eder ve tasavvur dünyasındaki objeyle yaratıcı arasında varoluşsal, aktif, etken, etkin ve aktüel bağlar kurar. Bu yönüyle sahih akıl, selim akıldır. Selim akıl, “göz” fonksiyonunu icra ederken, vahiy de “ışık” işlevini yerine getirir. Işığı olmayan bir gözün hiçbir fonksiyonu olmadığı gibi, görme duyusundan mahrum bir “göz”e de ışığın yararı olmaz. Dolayısıyla, göz ve ışık birlikte anlamlıdır.  

Sahih akıl ve vahiy birlikte, varlık dünyasının tüm olgu ve olaylarını analiz etmede ve hayatı anlamlandırmada yegâne perspektiftir. Bu perspektifle her şey, yaratılış fıtratına ve formatına uygun tarzda dizayn edilir. Bu perspektifte “burhan” vardır, “beyan” vardır ve “irfan” vardır.

 

Akıl bir bağdır

Aklı inşa eden tasavvurdur. Ağacın tasavvuru, tohumudur. Fizyolojik varlığımızın tohumu, genlerimizdir. Bu bakımdan genlerimiz, fizyolojik varlığımızın düşünce bağlamında tasavvurudur.

Akıl, Arapça bir sözcük olup, “iki şeyi birbirine bağlayan bağ” şeklinde tanımlanır. Tasavvur, aklı inşa derken; akılda insan şahsiyetini inşa eder. Sahih akıl ve vahiy birlikte, varlık dünyasının tüm olgu ve olaylarını analiz etmede ve hayatı anlamlandırmada yegâne perspektiftir. Bu perspektifle her şey, yaratılış fıtratına ve formatına uygun tarzda dizayn edilir.

Hiç kuşkusuz, evrende en değerli varlık insandır, insanda ise en değerli şey akıldır. Bilme, ölçme ve değerlendirme yetisine sahip olan akıl; sahih, temiz olması durumunda üreteceği bilgi/ilim de o derece yararlı ve doğru bir istikamet göstereceği muhakkaktır. 

Düşünürler, hikmet ehli, bilginler, âlimler ve arifler sahih aklın fonksiyonlarının farkında olarak ve bu fonksiyonları kullanarak; insanlığın istikametini, yaratılış fıtratına uygun tarzda tanzim ederek, hayatın anlamlı olmasını sağlayarak, bizlerin önünü açmakta ve farkındalığı söylem ve eylemde bizlere göstermektedirler.

 

İçinde yaşadığımız toplumun anlam-değer dünyasını kavramak için kadim medeniyetimizin temel değerlerini, kodlarını; bilmek, solumak ve bu doğrultuda bir hayat inşa etmek gerekmektedir. Akl-i selim, kalb-i selim ve zevk-i selim’i esas alan bir perspektifle zarafet sahibi; âlimleri, arifleri ve hikmet ehli bilginleri yetiştiren toplumlar; geleceğe dair planları, programları ve projeksiyonları olan toplumlardır. Böyle bir toplumun inşası için gayret göstermek durumundayız.

 

Aliya İzzetbegoviç, “Hayat, inanan ve salih ameller işleyenler dışında hiç kimsenin kazanamadığı bir oyundur” diyerek insanlığın önüne gerçek hayatı yaşama kılavuzunu ortaya koymuştur. Bu kılavuz çerçevesinde hayatımızı inşa ederken, birbirleriyle kopmaz bağlarla bağlı iki parametreye dikkat çekmiştir.

Bu iki parametre, iman ve salih amel şeklindedir. Dolayısıyla sahih ve temiz bir aklın ürettiği bilgi/ilim ile elde edilen iman ve salih amel, hayata anlam veren ve katma değer katan ikilinin birlikteliğidir. Selim bir akıl ve kalp gözü açık bir basiretle hayatı inşa etmek, hayatı anlamlı kılar.

1 Yorum

İsmail Hakkı TA

İsmail Hakkı TA

08 Kasim 2021
Rabbim, vermiş olduğu AKLI kendi yolunda kullananlardan eylesin. Rabbim sizden razı olsun Hocam. Çok güzel ve önemli ko

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri