MUHYEDDİN BEYCAN

Güney Penceresi

-Bir evladın babasına duyduğu özlem-

 

Bazı anlar vardır; ömrün akışını durdurur, zamanı yavaşlatır. İçimizde tarifsiz bir boşluk bırakır. Her şey devam ederken bir eksiklikle yaşamayı öğrenmek zorunda kalırız. İşte o anlardan birine, bir babanın vedasına, bir güney penceresi hikayesi.

 

Arkadaşım, babasının son günlerini anlatırken kelimeleri boğazında düğümlendi. Gözleri doldu, sustu, sonra derin bir nefesle cümlelerine devam etti.

 

“Babam hastanedeydi. Kanserdi. Ve artık doktorların yapabileceği pek bir şey kalmamıştı. Sessizce kabullenmişti kaderini. Bir sabah başucumda gözlerini pencereye dikmiş, yavaşça şöyle dedi:

 

‘Oğlum… Bu odayı güneye bakan bir odayla değiştiremez misiniz? Köyüme bakan dağları, tepeleri görebileceğim bir pencere olsa… Orada doğdum ben. Orada büyüdüm. Babamı, annemi orada toprağa verdim. Belki bir daha gidemem ama o dağları görsem, rahatlarım.’

 

Sadece bir pencere istiyordu. Sadece doğduğu topraklara bakmak... Sadece hatıralarını seyretmek... Hemen harekete geçtik. Sağ olsun hastane yönetimi yardımcı oldu. Güneye bakan bir odaya geçtik.

 

‘Teşekkür ederim,’ dedi. ‘Köyümü göremeyeceğim belki ama o köyü gören dağları görmek bile bana huzur veriyor.’ O günden sonra babam gözünü o pencereden ayırmadı.

 

 

Babam pencereden görebildiği kadar Batıraman dağlarına bakıyor uzun düşüncelere dalıyordu. Koca dünyası pencereden gördüğü o dağlar olmuştu.

 

 Babam o pencere karşısında çocukluğunu anlattı, kardeşlerini, gençliğini... Zaman zaman susar, uzaklara dalar, sessizce gözyaşı dökmeden için, için ağladığını hissediyordum.

 

 

Bir sabah nefes alışları zorlaştı. Bilinci gidip geliyordu. Hiç istemediği yere mecburen yoğun bakım ünitesine alındı. Ve birkaç gün sonra o acı haber geldi: Babam vefat etmişti…

 

İçimde bir şey daha koptu. Daha birkaç yıl önce annemi kaybetmiştik. Şimdi de babam… Sanki yeryüzünde tutunduğum bütün kökler bir anda çekildi altımdan. Yaşım kaç olursa olsun, o an hem öksüz hem yetim kaldığımı daha çok hissettim.

 

Aradan onlarca sene geçmesine rağmen bugün hâlâ ne zaman Batıraman dağlarına baksam, o pencere gelir aklıma. Ve babamın sesi kulaklarımda yankılanır:

‘Köyümü göremeyeceğim belki… Ama o dağları görmek bile bana huzur veriyor.’”

 

Hayat, kimi zaman sadece bir pencereye sığar. Ve bazen, bir insanın huzuru sadece o pencerenin ardındaki hatıralardadır.

 

Sevdiklerimiz hayattayken kıymetlerini bilelim.

 

Çünkü bir gün, onları sadece bir manzaranın ardından hatırlamak kalabilir elimizde…

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri