VEDAT DEMİR

Medyadan teşhis ve tedavi pazarlamak

Son zamanlarda gerek TV programlarında gerekse de sosyal medyada bazı doktor ve psikologların mesleki uzmanlık gerektiren konularda tanı ve tedavi niteliğinde bilgi paylaşımı yaptıklarına şahit oluyoruz.

 

Bu paylaşımların doğru olmadığını öncelikle söylemek isterim. Şöyle ki bazı bilgiler mesleği icra edenlere has bilgilerdir. Uzmanlık gerektirir. Hatta sır olarak tutulması ve sağda solda dillendirilmemesi gerekir. 

Bu sebepledir ki bilgisayar ve telefonlarda üretici ve yazılımcılar bazı ayarları kullanıcılar girip de bozmasın diye güvenlik katmanlarıyla saklamışlardır. Ancak uzman olan yazılımcı, programcı ya da servisi bu ayarları açıp gerekli düzlenmeleri yapabilir.

Soruyorum bazı meslek gruplarının bilhassa psikolog, fototerapi uzmanları ve doktorların sosyal medyada takipçi toplamak, ün yapmak, gelir elde etmek amacıyla tıpkı illüzyonistlerin gizli numaralarını ifşa eder gibi mesleki bilgi, beceri, tanı ve tedavi yöntemlerini paylaşımlar yapmak suretiyle izleyici ve takipçileriyle paylaşıp teşhis ve tedavi inisiyatifini sıradan vatandaşlara yüklemesi ne denli doğru olur? Toplumda herkes birbirini neredeyse narsist, psikopat, şizofren, hasta vs ilan edecek.

Bu durumda yapılanların üfürükçülük, falcılık, muska, nazar, cin, musallat, büyü işleriyle uğraşanlardan ne farkı kalıyor. Sorunlarımıza kısa yoldan mucizevî ürün, yol, yordam ve yöntemlerle çözüm aramak maalesef toplumsal bir hastalığımız. Bu yukarıda saydığımız bu işleri yapanlarda sosyal medyada baya bir popüler. Bu konuların toplumumuzda dikkat çekici yanı olduğu da ayrı bir gerçek…

Ülkemizde kitap okuma kültürünün istenilen seviyede olmadığı, araştırma ve sorgulama becerilerinin yerleşik bir alışkanlık olmadığı, kabahati hep karşındakine atıp sorumluluk almaktan kaçınmaya meyilli olduğumuz gerçeğini de hatırlatırım.

Tüm bunları da hesaba katarak sadece bir zan ya da sağlam bir temeli olmayan emarelerle bireylerin karşındaki kişiyi, eşini veya kendisini amatörce yargılaması, herhangi birini bu paylaşım ve programlara göre tedavi etmeye ve tanılamaya kalkması işi çok daha vahim boyutlara götürmez mi? 

Sağlığın ve ilişkilerin hassas olduğu zorlu dönemlerden geçerken mevcut durumu fırsat olarak değerlendirip bu tür paylaşımları yapmanın kişisel kazanç ve artıları olabilir. Ancak toplum sağlığı açısından büyük sakıncaları olduğunu ayrıca hatırlatmak isterim. 

Bu paylaşımlar yapılırken mesleğin saygınlığı, güvenirliği, etik değerleri ve toplumun geleceği açısından sorumlu davranılması gerekiyor. 

Buradan doktor, fitoterapi uzmanları ve psikolog arkadaşlarıma sesleniyorum. Ne olursunuz mesleki uzmanlık gerektiren teşhis ve tedavi metotlarını paylaşarak hastalarınızın veya danışanlarınızın kafasını karıştırmayın. 

Sadece işlerin ne zaman normalin dışında olduğunu ne gibi durumlarda bir doktor ve uzmana başvurulmasını gerektiren durumları paylaşalım. Yemek tarifi verir gibi teşhis ve tedavi yöntemlerini anlatan video ve paylaşımlardan kaçınalım. 

Bu paylaşımlar içinde bulunduğumuz sosyolojik koşularda sağlıklı ilişkilerin kurulup, sürdürülmesine katkı sağlamıyor. Hatta ikili ilişkilerin ve evliliklerin daha çok bozulup yıkılmasına neden oluyor.

Vatandaşlar olarak bizler de psikolojik, biyolojik ve sosyal sorunlarımızı medyadan yapılan paylaşım ve bilgilerle çözmekten, çareler arayıp kendi kendimizi tedavi etmeye çalışmaktan uzak durup işin erbabından yardım almayı ihmal etmeyim.

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri